Cevdet Yılmaz: Ana muhalefet lideri halkın iradesine saygı duymadı
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Maalesef ana muhalefet lideri hala çıkıp ‘Milletin hür iradesiyle ortaya koyduğu bu sonuca saygı duyuyorum, kazanan Recep Tayyip Erdoğan’ı tebrik ediyorum’ diyemedi. Bu, milletin vicdanına havale edeceğimiz bir tavırdır.” söz konusu.
Yılmaz, Ümraniye Belediyesi’nin ev sahipliğinde bir otelde düzenlenen Doğu ve Güneydoğu Bölgesi Vatandaş Buluşması’nda yaptığı konuşmada, sadece seçimden seçime değil, her zaman milletin yanında olduklarını söyledi.
Seçimlerin demokratik bir ortamda tamamlandığını ve vatandaşların özgür iradesinin sandığa yansıdığını belirten Yılmaz, çeşitli spekülasyonlara rağmen dünyanın en yüksek katılımlı seçimlerinden birinin barışçıl bir şekilde tamamlandığını ifade etti.
Cevdet Yılmaz, demokrasiye inanılıyorsa sonucuna saygı duyulması gerektiğine işaret ederek, şöyle devam etti:
“Bazı muhalefet liderleri çıkıp kendilerini tebrik ettiler. Maalesef bu, halkın vicdanına havale edeceğimiz bir tavırdır. Hiç doğru bir yaklaşım değil. Kazananı tebrik eden kazanır. Kazananı demokratik bir şekilde tebrik etmek kaybettirir ama ne yazık ki bunun farkına bile varamıyorlar.”
“Şimdi de köylü vatandaşlarımızı suçlamaya başladılar”
AK Parti’nin demokrasi ve kalkınma yolunda büyük mesafeler kat ettiğini belirten Yılmaz, 85 milyon vatandaşa hizmet etmeye devam edeceklerini söyledi.
Bu iki seçimin ortasında depremzedelerin suçlandığını vurgulayan Yılmaz, “Artık köylülerimizi suçlamaya başladılar. Kim ne derse desin depremzedelerimiz başımızın tacı, köylülerimiz de tacıdır. bizim başımız, şehirli hemşehrilerimiz başımızın tacıdır.Muhalefete ancak ufak bir tavsiyede bulunabiliriz.Biz danışmanlık yapacak durumda değiliz ama ne yazık ki bizi bu duruma getiriyorlar. Başarılı olmak için topu başka yere atmak yerine aynada kendilerine bakmalı ve eksiklerini sorgulamalılar.” dedi.
Başkan Yardımcısı Yılmaz, AK Parti’nin başından beri etnik, dini ve bölgesel milliyetçiliğe karşı olduğunu ve kimlik siyaseti yapmadığını belirtti.
Temel hak ve özgürlükleri demokratik bir ortamda geliştirerek Türkiye’yi tüm bölgeleriyle kalkındırmaya devam edeceklerini vurgulayan Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Uzun yıllar bu bölgede özel yatırımlar gelişmedi. Neden gelişmedi? Çünkü ortada bir huzur ve inanç ortamı yoktu. Bunu çok net ve net görmemiz lazım. Bir bölgede terör olayı varsa, Bir bölgede huzur ve inanç ortamı yok, o bölgeye özel yatırım gelmesi mümkün değil, sermaye de başka bölgelere kaçıyor, harcıyor, neden İstanbul’da bu kadar Doğulu ve Güneydoğulu iş adamlarımız var? Doğu ve Güneydoğu’ya yatırım yapmak yerine neden buraya gelip yatırım yapmayı tercih ediyorlar? Hamdolsun bu anlamda da farklı bir dönemdeyiz. Eski tartışmalar artık geride kaldı.”
“Doğu, Güneydoğu fakir olunacak bir bölge değil”
Türkiye’nin asrını inşa etmeye çalıştıklarını belirten Yılmaz, özel sektörün de Doğu ve Güneydoğu’da önemli yatırımlar yapmaya başladığına işaret etti.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde yapılan yatırımların bu bölgelerin canlandığını gösterdiğine işaret eden Yılmaz, şunları kaydetti:
“Doğu, Güneydoğu fakir olunacak bir bölge değil. Tarihine baktığınız zaman ‘Bereketli Hilal’ denilen bir gölge burası. Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bir bölge. Bizlere sahip çıksak yeter. , Size özellikle bir şey sormak istiyorum: Bakış açınız, siyasi tercihiniz ne olursa olsun, hangi partiden olursa olsunlar ama bir noktada anlaşmamız gerekiyor, yani bu barış ortamını korumak için. Bu sadece devletin görevi değil, hepimizin, milletin görevidir.Devlet bizim devletimiz, millet bizim milletimiz, bu vatan bizim ülkemiz, bu gençler bizim gençlerimiz. Bu gençleri kurda yedirmemeliyiz. Bu gençleri terör örgütlerinin hedefi haline getirmemeliyiz. Çocuklarımıza ve gençlerimize en uygun şekilde sahip çıkmalı ve onları geleceğe hazırlamalıyız.”
